IV. Uluslararası Akdeniz Bilimsel Araştırmalar Kongresi, Adana, Turkey, 23 - 24 December 2022, pp.13-41
Türk
Devletlerinde muhasebeye ilişkin ilk kayıtlara 6’ncı yüzyıla dayanan Göktürk
Devletine ait belgelerde ve Orhun Kitabeleri’nde rastlanmıştır. Söz konusu
kayıtların devlet hesaplarına ilişkin olduğu kanaati hakimdir. Türklerin Orta
Asya’dan sonra Anadolu’yu fethederek burada kurdukları Büyük Selçuklu ve
Anadolu Selçuklu İmparatorlukları ile Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde kayıt
kültürü Fars kültüründen etkilenmiştir. Öyle ki; Abbasiler tarafından
geliştirilen Merdiven Yöntemi farklı bir isimle de olsa ihtiyaçlara göre
geliştirilmiş ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından 19’uncu yüzyıla kadar
kullanılmıştır. Tanzimat sonrası dönem ise çift taraflı kayıt sisteminin
benimsendiği, muhasebe organizasyonda değişikliklerin yaşandığı bir dönemdir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti
döneminde de devlet muhasebesi alanına yönelik köklü değişiklikler
gerçekleşmiştir.
Cumhuriyet döneminde
devlet muhasebesi açısından en önemli değişiklikler Maliye Bakanlığı ile Uluslararası
İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) arasında imzalanan
Kamu Mali Yönetimi Projesi kapsamında gerçekleşmiştir. Ülkemizde yaşanan 1994
krizinin ardından yapılan bu anlaşma ile kamu mali yönetimi açısından yeni bir
anlayış ortaya çıkmıştır. Burada elbette uluslararası örgütlerle olan
ilişkilerin önemini de göz ardı etmemek gerekir. Zira, bu örgütlerle olan
ilişkilerde ekonomik veriler önem taşımaktadır. Örneğin IMF’den kredi alabilmek
ve AB üyesi olabilmek için bu örgütlerce belirlenen ekonomik kriterlerin
sağlamış olmak gerekmektedir. Dolayısıyla, milli ekonomilere ilişkin verilerin
zamanında ve doğru olarak elde edilmesi konusu büyük önem taşımaktadır. Bu
kapsamda öncelikle devlet hesaplarının elektronik ortamda anlık olarak takip edilebilmesine
imkân sağlayan Say2000i projesi hayata geçirilmiştir. Yapılan çalışmalar
bununla da kalmamış Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve IMF gibi
kuruluşlarca kabul edilen muhasebe uygulamaları benimsenmiş, bir başka ifadeyle
nakit esasına dayalı muhasebe sistemi terk edilerek tahakkuk esaslı muhasebe
sistemi uygulamaya konulmuştur.
2004 yılında başlayan
tahakkuk esaslı devlet muhasebesi uygulamaları açısından önemli bir aşama da
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile birlikte devlet muhasebesi
standartları çalışmalarının başlamış olmasıdır. Devlet muhasebesi
yönetmeliklerinin Devlet muhasebesi standartları kurulu tarafından yayımlanan
standartların uyumunun en üst düzeye çıkarılması amacıyla Genel Yönetim
Muhasebe Yönetmeliğinde köklü değişiklikler yapılmıştır. Standartlara uyum
kapsamında 2018 yılında yapılan değişiklikler de söz konusu olmakla birlikte bu
düzenlemeler standartlarda yapılan güncellemelerin yansıtılmasına yönelik
olmuştur.