VI. Uluslararası Van Gölü Havzası Sempozyumu, Van, Turkey, 9 - 11 June 2010, pp.521-531
We call belief style as
‘Public Belief’ which was occurred by
the certain experiences,shaped by the religion and traditional customs, was
auricular with the way of rumour.We can see public beliefs and their effects in
the many areas such as different parts of life from birth to death,economical
and social relations,weather forecast,also in the fine arts.
Although the description
of Public Belief is known as superstitious and unholy by the people,some of
them define it as beliefs which are accepted and continued to practice.With
this description ,the word
‘Superstition’ emerge instead of Public Belief which is often used .Superstition which
doesn’t have positive effect on people
is often discussed and defined
as different ways.
It isn’t
forgotten that Public Belief is
an issue which related about belief and it can’t be proved or it can’t
be made experiment on it. If
we want to associate this with other disciplines,I think that it is
true to make a decision by benefiting from the History of Religions and
Phenomenology of Religion.Another point is that reality and truth concepts
are relative and change according to
date and society.For example; it is possible that belief or behaviour which is
nonsense and incoherent to us can be
coherent and concur with the information of that time in the circumstances of
that term .So I think that it isn’t fair
manner to qualify all of the public beliefs as illogical,unscientific and
unreligious by evaluating according to the circumstances of at the present time
as being prejudiced.On the contrary;when
public beliefs are separated from the ones which are illogical,unscientific and
unreligious ,they are descended to other generation as elements which are
connective in the society and refreshing and colouring for the life.
Public Beliefs were
arised from the solution searching of the people who wanted to satisfy their
needs and wishes,become hopeful , obtain serenity and confidence.The thing
which a person believes is common and efficient if it satisfy the person in a
good way.It is also accepted in a quick way if it concurs with the religious
elements and it isn’t criticized by the science.It isn’t necessary to spread
out this with any written text or any source because it is conveyed easily ear to ear and generation to generation.
Now I will try to quote these beliefs which is accepted as a true without discussing and practices which are realized with whichever goal by finding the reality which are lived in the title of ‘Public Beliefs and Practices in the North Van Lake Basin.
Key Words: Lake Van, Folk Beliefs, Rituals.
Belirli tecrübeler neticesinde
ortaya çıkmış, din, gelenek ve göreneklere göre şekillenmiş, kulaktan kulağa
rivayet yoluyla yayılmış inanma biçimine Halk İnanışı adını verebiliriz.
Doğumdan ölüme kadarki hayatın çeşitli safhalarından gündelik yaşayışa,
iktisadi ve sosyal münasebetlere, hava tahminine, güzel sanatlara kadar birçok
alanda halk inanışlarını ve etkilerini görmekteyiz.
Halk
inanışının tarifini, insanlar tarafından batıl ve dine aykırı olduğu bilindiği
halde kabullenilip uygulanmaya devam eden inanışlar şeklinde tarif edenler de
olmuştur. Bu tanımlamayla birlikte karşımıza “Halk İnanışı” tabiri yerine sıkça
kullanılmakta olan “Batıl İnanç” veya “Hurafe” sözcükleri çıkmaktadır. İnsanda
çok da olumlu etki yaratmayan batıl inanış üzerinde sıkça tartışılmış ve farklı
şekillerde tanımlamalar yapılmıştır. Bunlardan birkaçını verecek olursak: "Bilgi alanının dışında kalan ve
gerçekle bağlantısı bulunmayan tasarımlara inanma"; “Korku, çaresizlik,
çağrışım gibi psikolojik nedenlerle beliren, geleceği bilmek isteğiyle bazı
rastlantı benzerlikleri iyilik ya da kötülüğün ön belirtileri olarak
değerlendiren, bilimin ve geçerli bir dinin reddettiği birtakım tabiatüstü
kuvvetlerin varlığını kabul eden, kuşaktan kuşağa geçen yanlış ve boş
inanmalardır.”; “Batıl, gerçeğe uymayan, doğru olmayan, doğruluğu ispat
edilemeyen, inanç demektir.". Yukarıda batıl inanışla ilgili olarak
verilen tanımlamalara baktığımızda tamamen eleştirel tarzda bir yaklaşım
sergilendiğini görmekteyiz. Bu eleştirileri yaparken göz ardı edilmemesi
gereken bazı noktalara değinmek istiyorum.
Unutulmamalıdır
ki halk inanışı, isminden de anlaşılacağı üzere inançla ilgili bir konu olup,
inancın ispatı ve deneyi olmaz. Şayet bunu bilim dallarıyla ilişkilendirmek
istiyorsak, Dinler Tarihi ve Din Fenomenolojisinin verileriyle bir yargıya
varmanın daha doğru olacağı kanaatindeyim. Diğer bir noktada gerçeklik ve
doğruluk kavramları göreceli olup zamana ve topluma göre değişebilmektedir.
Mesela bize saçma, tutarsız gibi gelen bir inanış veya davranış ortaya çıktığı
dönemin şartlarında çok tutarlı ve o zamanki bilgilerle örtüşüyor olabilir. O
halde baştan ön yargılı davranıp halk inanışlarının tümünü günümüz şartlarına
göre değerlendirerek akıl- ilim ve din dışı olarak nitelendirmenin çok da doğru
bir tutum olmayacağını düşünüyorum. Aksine, iyi bir tasnif yaparak; akla-ilme
ve dine aykırı olanları ayıklayıp geriye kalanı aldığımızda halk inanışları
toplumu birleştirici ve hayatı renklendiren, canlandıran unsurlar olarak bugün
yaşanacak yarınlara da miras kalacaktır.
Halk
inanışları; ihtiyaçlarını gidermek, dileklerini yerine getirmek, ümitlenmek,
huzur ve güven duymak isteyen insanın çözüm arayışından doğmuştur. İnandığı şey
kişiyi ne kadar tatmin ediyorsa o kadar yaygın ve etkilidir. Hele bir de dini
öğelerle örtüşüyorsa ve ilim tarafından da tenkit edilmiyorsa çok daha hızlı
bir şekilde kabul görecektir. Yayılması içinse herhangi bir yazılı metin ya da
kaynağa gerek olmayıp, kulaktan kulağa nesilden nesile rahatlıkla
taşınmaktadır.
Kuzey Van Gölü Havzası’ndaki halk inanışları ve uygulamaları başlığı altında bu inanışların doğru ya da yanlışlığını tartışmaksızın kabullenilen ve yaşanan realiteyi tespit ederek hangi amaçla ne tür uygulamaların gerçekleştirildiğini aktarmaya çalışacağız.
Anahtar Kelimler: Van Gölü, Halk İnanışları, Ritüeller.