in: Sait Faik Özel Sayı - 45, Ali Karaçalı, Editor, Hece Yayınları, Ankara, pp.265-270, 2022
İnsanoğlu yüzyıllar boyunca doğadaki kaynaklardan bilinçsiz bir şekilde faydalanmaya
çalışmıştır. Üstüne bir de sanayi devrimi ve peşi sıra kurulan sanayi şehirleri ve kentleşme çevre
sorunlarını gündeme getirmiştir. 1950’li yıllarda sanayileşmedeki hızlı büyüme ile çevre
sorunları toplumsal sorunların içinde yer almış ve 1960’lı yıllarda dünya çapında farkındalıklar
artmaya başlamıştır. Rachel Carson 1962 yılında yazmış olduğu “Sessiz Bahar” adlı kitabında
çevre sorunlarına dikkat çekmiştir. 1968 yılında Roma Kulübü tarafından hazırlanan
“Büyümenin Sınırları” adlı raporda sıfır büyüme önerisi dile getirilmiştir. Dünya çapında çevre
sorunlarına dikkat çekmek amacıyla 1971 yılında Greenpeace örgütü kurulmuştur. Ülkelerin
çevre sorunlarının çözülemeyecek bir duruma gelmesi sonucunda 1972 yılında Stockholm
Konferansı düzenlenmiştir. Bu girişim aynı zamanda çevre sorunlarının çözümüne yönelik ortak
girişimlerinin de miladıdır. Bu tarihten itibaren çevre sorunları dünya gündeminde yer alan
önemli konulardan biri haline gelmiştir.