YUNAN KIZILHAÇ CEMİYETİ’NİN ANADOLU VE TRAKYA’DAKİ FAALİYETLERİ


Bostancı E.

Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, cilt.21, sa.42, ss.153-203, 2021 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 21 Sayı: 42
  • Basım Tarihi: 2021
  • Dergi Adı: Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.153-203
  • Kayseri Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesinin ardından Osmanlı İmparatorluğutopraklarının bir kısmı İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmiştir. Savaşta bu devletlerinyanında yer alan Yunanistan da bu durumdan yararlanmak istemiştir. Megali İdea projesikapsamında egemenlik altına almak istediği topraklara sahip olmaya çalışmıştır. Bu hedefdoğrultusunda harekete geçen Yunanistan işgallere girişmeden önce Batı Anadolu, Trakyave Karadeniz bölgelerinde birçok vasıtayla hazırlık çalışmaları yapmıştır. Ayrıca işgallerinyerleşmesi ve bölgelerdeki halkların baskı altına alınması için de bu vasıtalar kullanılmıştır.Yunan Kızılhaç Cemiyeti, bu vasıtaların en önemlilerinden biridir. Cemiyet, yürüttüğüinsani faaliyetler yanında muhacir adı altında binlerce çeteci Rum’un Osmanlı topraklarınasızmasına yardımcı olmuştur. Doktor, hasta bakıcı veya başka isimler altında getirdiğiYunanlılar da bu Rumları ve bölgelerde bulunan yerli Rumları eğiterek örgütlemişlerdir.Genel itibari ile Kızılhaç subayları da fiili olarak bu örgütlenmelerin içerisinde yer almışlardır.Ayrıca Kızılhaç gemileri ile gelen silah, cephane ve üniforma gibi askerî teçhizat da bu çeteleredağıtılmıştır. Söz konusu çeteler, Müslümanlara saldırmış ve karışıklık çıkarmışlardır. Hattabizzat Kızılhaç askerleri ve doktorları da saldırılarda bulunmuşlardır. Bunların dışında, YunanKızılhaçı, propaganda ve istihbarat konularında da Yunanistan için siyasi bir alet olarakkullanılmak istenmiştir. Metropolitler, Yunan subayları, İtilaf Devletlerinin temsilcileri ve diğerYunan örgütleri ile işbirliği içerisinde bu faaliyetler yürütülmüştür.Çalışmanın amacı, Yunanların Batı Anadolu, Trakya ve Karadeniz bölgelerindeOsmanlı Devleti aleyhine yaptığı çetecilik, silah kaçakçılığı ve propaganda gibi eylemlerindeYunan Kızılhaç Cemiyeti’nin sahip olduğu payı incelemektir. Genel olarak cemiyetinfaaliyetlerinin yoğunlaştığı 1919-1920 yılları arası ele alınmıştır.
After the loss of the First World War, some parts of the Ottoman lands were occupied by the Allies. Greece, which sided with the Allies in the war, also wanted to take advantage of this situation. As part of the Megali Idea project, they tried owning the lands they wanted to possess. To achieve this goal, the Greeks conducted preparations by many resources in Western Anatolia, Thrace, and the Black Sea regions before embarking on invasions. Besides, these means were used to settle the invasions and put the people in the regions under pressure. The Hellenic Red Cross Society has been one of the most important means. In addition to the conducting humanitarian activities, the Society helped thousands of ganged Rums infiltrate Ottoman territory under the name of the immigrant. Greeks who were brought as doctors, nurses, etc. also educated and organized these Rum and local ones in the regions. Red Cross officers were also de facto involved in these organizations. Military equipment such as weapons, ammunition, and uniforms that came with Red Cross ships were also distributed to these gangs. They have attacked Muslims and caused the disorder. Even Red Cross soldiers and doctors personally performed attacks. Apart from these, the Hellenic Red Cross was also intended to be used as a political instrument for Greece in propaganda and intelligence matters. These activities were conducted in cooperation with metropolitans, Greek officers, representatives of the Allies, and other Greek organizations. This study aims to examine the share of the Greek Red Cross Society in the acts of the Greeks against the Ottoman Empire in Western Anatolia, Thrace, and Black Sea regions such as ganging, arms smuggling, and propaganda. In general, it has been discussed between 1919 and 1920, when the activities of the society were concentrated.