IXI. TÜRK TARİH KONGRESİ, Ankara, Turkey, 3 - 07 October 2022, pp.198-199
Yakup
Kadri Karaosmanoğlu’s novel Hüküm Gecesi
is based on the narrative of events between 1908 and 1913. The novel contains
historical facts from that period. Therefore, it also reveals the testimony of
a period. Hüküm Gecesi novel also
constitutes the political autobiography of Yakup Kadri in the context of
reality and testimony. The fictional basis of the novel is the political power
race formed around İttihat ve Terakki Cemiyeti (Community of Union and
Progress) and the Hürriyet ve İtilaf Partisi (Freedom and Allied Party). The
novel also pointed to many historical facts when describing the political
events of those years: Journalism, censorship, opposition, death threats,
exiles, informing are some of them.
The
autobiographical novel is located at the intersection of novel and
autobiography. It gives someone who wants to tell their life the opportunity to
look at their past from a certain time and place. The author looking back from
today’s window makes sense of his life. The year 1927, when the novel Hüküm Gecesi was written, was also a
year of new structures in the Republic of Turkey. The author, who wrote his
novel in 1927, looked at the political arena of 1908 and 1913 from the reality
of his time. Yakup Kadri also developed a terminology in this novel that
reflects the mood of the period. This terminology which usually points to
negative connotations, is an important argument that shows the psychology of
individuals and society of the period. Especially the fears experienced during
the Abdulhamid period constitute the content of this terminology.
In this study, first of
all, a general information about the political events of the nineteenth century
will be given. Then the similarities between the events in the novel and the
life of the novelist will be determined. From here, the relationship between
autobiographical novels and historical reality will be questioned. Finally, the
relationship between two types, one fictional (autobiographical novel) and the
other objective (historical reality) will be revealed. Thus, it will be
determined to what extent a life story will be based on reality.
Yakup
Kadri Karaosmanoğlu’nun Hüküm Gecesi
(1927) romanı, 1908 ile 1913 yılları arasındaki olayların anlatımına dayanır.
Roman, o dönemlerdeki tarihsel gerçeklere yer verdiği gibi bir dönemin
tanıklığını da ortaya koyar. Hüküm Gecesi,
gerçeklik ve tanıklık bağlamında Yakup Kadri’nin siyasi otobiyografisi olarak
değerlendirilmektedir. Nitekim romanın kurgusal zeminini oluşturan İttihat ve
Terakki Cemiyeti ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası çevresinde oluşan siyasi
iktidar yarışı, aynı zamanda Yakup Kadri’nin de bizzat içinde yaşadığı bir
dönemde cereyan etmiştir. Bu açıdan bakıldığında Hüküm Gecesi, o yılların siyasi olaylarını anlatırken birçok
tarihsel gerçeği de işaret etmiştir: Gazetecilik, sansür, muhalefet, ölüm
tehditleri, sürgünler, jurnalcilik bunlardan bazılarıdır.
Otobiyografik
roman, roman ile otobiyografinin kesişme noktasında yer alır. Hayatını anlatmak
isteyen birine belli bir zaman ve mekân içinden geçmişine bakma imkânı sunar.
Bugünün penceresinden geçmişine bakan yazar, hayatını da anlamlandırmış olur. Hüküm Gecesi romanının kaleme alındığı
1927 yılı aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nde yeni yapılanmaların olduğu bir
yıldır. Romanını 1927 yılında yazan yazar, 1908 ile 1913 yıllarının siyasi
arenasına içinde bulunduğu dönemin realitesinden bakmıştır. Yakup Kadri ayrıca
bu romanında, dönemin havasını yansıtan bir terminoloji geliştirmiştir.
Genellikle olumsuz çağrışımlardan oluşan bu terminoloji, dönemin birey ve
toplum psikolojisini göstermesi bakımından önemli bir argüman sunmaktadır.
Özellikle Abdülhamid devrinde ve İttihat ve Terakki yönetiminde yaşanan
korkular, tedirginlikler bu terminolojinin içeriğini oluşturmaktadır.
Bu çalışmada öncelikle
XIX. yüzyılın siyasi olayları, hakkında genel bir bilgi verilecektir. Özellikle
II. Meşrutiyet’in ilanı öncesinde ve sonrasında yaşananlar ve dönemin
iktidarını elinde bulunduran İttihat ve Terakki yönetimi ele alınacaktır. Ardından romandaki olaylar ile roman
yazarının yaşamı arasındaki benzerlikler tespit edilecektir. Buradan hareketle
otobiyografik romanlar ile tarihsel gerçeklik arasındaki ilişki
sorgulanacaktır. Son olarak biri kurmaca (otobiyografik roman) diğeri nesnel
(tarihsel gerçeklik) iki tür arasındaki ilişki ortaya konacak böylece bir
yaşamöyküsünün ne dereceye kadar gerçeklik üzerine tesis edilebileceği
saptanacaktır.