İlke Yayıncılık, İstanbul, 2019
Nasirüddîn Tûsî, felsefî kelam geleneğinin
önemli simalarındandır. Bu çalışmada takdim
edilen Tevellâ ve Teberrâ, Matlûbu’l-Müminîn ile
Mebde ve Meâd risaleleri, Tûsî’nin 7/13. yüzyılda Nizarî
İsmailîler ile bir arada bulunduğu süreçte kaleme aldığı,
ilk dönem Nizarî İsmailî toplumunun doktrinleri üzerindeki birkaç çalışma arasındadır. Bu risalelerin giriş kısmında Tûsî’nin isminin bulunması, bunların Tûsî tarafından kaleme alındığını doğrulamaktadır. Ayrıca Tûsî’nin
hayatı ve eserleri hakkında yazı yazan hemen hemen bütün
âlimlerin ve bibliyografyacıların, onun eserleri içerisinde
bu risalelere de yer vermeleri ona aidiyetlerini teyit etmektedir.
İsmailî inancının temel inanç esasları arasında yer alan
ve Şia’nın velayet ilkesine tekabül eden tevellâ (sevgi) ve
teberrâyı (nefret) konu edinen bu risale, Tûsî’nin Alamut’a hareket etmeden önce Kuhistan’da yazdığı ilk İsmailî metinler arasında yer almaktadır. Risalenin ana vurgusu, Hz. Muhammed’e atfedilen: “Din, Tanrı adına
sevgi ve nefrettir.” sözü bağlamında dünya ve ahirette kurtuluşun nasıl elde edilebileceğidir. Tûsî, bilenen teolojik
bir prensibi yeniden doğrulamaktan ziyade, hakiki tevellânın İsmailî bir mümin tarafından nasıl kazanılacağını
ve manevi bakımdan nasıl tekâmüle ulaşılacağını zâhirî ve
bâtınî yönleri de ortaya koymak suretiyle tasvir etmiştir.
Matlûbu’l-Müminîn risalesinin, Nizarî davetin yeni
üyelerine ve toplumun avam kesimine hitap ettiği düşünülmektedir. Risalede; mebde ve meâd, İsmailî bir mümin
olabilmenin şartları, tevellâ ve teberrâ ile birlikte İsmailî
inancın yedi şer’i esasına odaklanılmıştır. Tevellâ’da olduğu gibi Matlub’da da Tûsî, İsmailî bir kimsenin nihaî
amacını bu dünya ve ahiret hayatındaki her şeyi hayal olarak görmek ve sadece Tanrı’nın birliği gerçeğini aramak
olarak takdim etmektedir.
Orijinal adı “Aghaz ve Anjam” olan Mebde ve Meâd
risalesi, İsmailî inancının ahiretle ilgili prensipleri ve uygulamalarını özetleyen, teolojik perspektiften İsmailî doktrininin yeniden dirilişe dair bâtınî yorumunu ortaya koymaya çalışmaktadır.
Elinizde bulunan bu kitap, bu üç risalenin ilk defa
tam Türkçe tercümesini içermektedir. Tercüme yapılırken
öncelikli olarak Farsça ve Arapça metinlerden istifade ilmiştir. Ayrıca bu süreçte, farklı ilim adamları tarafından yapılan İngilizce tercümelerine de zaman zaman müracaat edilmiştir. Uygun görülen yerlerde hem Tûsî’nin
eserlerine hem de Tûsî ile ilgili çalışmalara da başvurularak risalelere genişlik kazandırılmaya çalışılmıştır.
Çalışmanın giriş kısmında tarafımızdan yapılan araştırmalarla Tûsî’nin hayatı, eserleri ve kelam ilmindeki yeri
analiz edilmiş, ayrıca üç risale hakkında kısa bir değerlendirme yapılmıştır. Birinci bölüm Tevellâ ve Teberrâ’ya,
ikinci bölüm Matlûbu’l-Müminîn’e ve üçüncü bölüm ise
Mebde ve Meâd’a ayrılmıştır.