15 Temmuz Darbe Girişiminden Sonra Bestelenen Marş Türü Eserlerin Milli İrade Nöbetlerinde Darbe Karşıtı Bilinç Oluşturmadaki Rolü


Creative Commons License

Ülger E.

15 Temmuz Darbe Girişimi ve Türkiye Uluslararası Sempozyum, Muş, Türkiye, 24 - 26 Mayıs 2017, cilt.2, ss.389-409

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Cilt numarası: 2
  • Basıldığı Şehir: Muş
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.389-409
  • Kayseri Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Marş, kuvvetli ve düzenli bir ritme sahip, genellikle uygun adım yürüyüşler için yazılan ve askeri bandolarda çalınan müzik eserlerine verilen isimdir. Marşlar canlı askeri marşlardan durgun cenaze marşlarına kadar farklı ruhsal durumları yansıtabilir ve farklı amaçlarda yazılabilir. Marşlar besteleniş amaçlarına ve sözel içeriklerine göre; Sancak Marşı, Bayrak Marşı, Zafer Marşı, İstiklal Marşı, Cenaze Marşı, Okul Marşları, Düğün Marşları, Takım Marşları vb. adlarıyla anılırlar. Milli marş, Ulusal marş adıyla da bilinen, özlü dizleriyle bir ulusun bağımsızlığını ve gücünü, yurt ve bayrak sevgisini, özgürlük ve bağımsızlık tutkusunu, yurtseverlik duygusunu yansıtan halk tarafından benimsenmiş ve kabul görmüş, bestelenmiş haliyle genellikle ülkeler arası etkinliklerde ve çeşitli programlarda seslendirilen sözlü marştır. Tarihimizde Hunlarda Tuğ, Selçuklularda Nevbet, Osmanlı Devletinde ise Mehter Takımları kurulmuş ve düşmana korku salmak, orduyu savaşta cesaretlendirmek ve askere moral vermek amacıyla marşlar icra etmişlerdir. Bunlar sadece savaşta değil belirli zamanlarda da padişaha ve halka mûsikî icra etmişlerdir. II. Mahmut döneminde ise Mehter Takımı kaldırılarak yerine Muzika-i Hümayun adında Avrupalı tarzda bir bando kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı’nın sürdüğü 1900’lü yıllarda milletimiz topyekûn bir şekilde hem cephede hem de cephe gerisinde mücadele etmekte idi. Milletimizi içinde yer aldığı bu milli mücadelede motive etmek, cesaretlendirmek, birlik ve beraberlik ruhu verebilmek amacıyla bir milli marşın yazılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bir yarışma açılmıştır. Bu yarışma neticesinde Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Kahraman Ordumuz’a ithaf ettiği ve Korkma! hitâbı ile başlayan 10 kıtalık İstiklal Marşı isimli şiiri Milli Marşımız olarak seçilmiştir. Daha sonra bestelenerek dilden dile okunarak milli bilinci daima diri tutmuştur. 15 Temmuz 2016 günü Fetö – Pdy (Fethullahçı Terör Örgütü- Paralel Devlet Yapılanması) tarafından gerçekleştirilmek istenen darbe girişimi milletimizin kararlı tavrı sayesinde önlenmiştir. Çıkan olaylarda yüzlerce vatandaşımız şehit olmuş ve binlercesi de yaralanmıştır. Bu olaylardan sonra birçok müzisyen ve müzik grupları, bu darbe girişimi ve milletimizin bu darbeye direnişini anlatan marşlar bestelemişlerdir. Bu çalışmada bestelenen bu marşların darbe girişimi ile başlayan Milli İrade Nöbetlerinde darbe karşıtı bilinç oluşturmadaki rolü incelenecektir.

The anthem is a name given to musical works that has a strong and regular rhythm, usually written for appropriate step-walks and played on military bands. The anthems can reflect different mental states ranging from live military marches to stagnant funeral anthems and can be written for different purposes. The anthems are called as Bayrak Marşı, Zafer Marşı, İstiklal Marşı, Cenaze Marşı, Okul Marşları, Düğün Marşları, Takım Marşları etc. according to the purposes of the compositions and verbal contents. The national anthem is a verbal act, often known as the national anthem, which is generally adopted and accepted by the people, reflecting the independence and power of a nation, the love of the country and flag, the passion for freedom and independence, patriotism and so on.

In our history Tug in Huns, Nevbets in Seljuks and Mehter Teams in the Ottoman State were established and they performed marches in order to give fear to the enemy, to encourage the army in war and to give morale to the soldiers. They performed music not only in the wars but also at certain times to the people and the palace. II. During the Mahmut period, the Mehter Team was removed and replaced with a European style band named Muzika-i Hümayun.

In the 1900s, when the War of Independence continued, our nations as total were struggling both at the front and behind the front. A contest was organized by the Grand National Assembly of Turkey to write a national anthem in order to motivate, encourage and unify the spirit of unity and solidarity in this national struggle in which Nationality is located. As a result of this contest ten verses poetry named The Turkish National Anthem which our National Poet Mehmet Akif Ersoy dedicated to our hero army and started with the address of Don’t be Scared! Was chosen as our national anthem. Afterwards, the national conscience was always kept alive by being composed and being read from mouth to mouth.

On the day of 15 July 2016, the coup attempt which was carriedout by Fetö-Pdy (Fethullah Terrorist Organization – Parallel State Organization) was prevented by the determined attitude of our nationality. Hundreds of our citizens were martyred and thousands got injured. After these events, many musicians and music groups have composed anthem that describe this coup attempt and our resistance to this coup. The role of these anthems in this study will be investigated in the formation of anti-coup consciousness in the National Will whatches that started with coup attempt.