in: SAĞLIK YÖNETIMI VE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR, Prof. Dr. Özgür Demirtaş - Dr. Özge Üstün, Editor, Nobel Yayınevi, Ankara, pp.157-177, 2023
Geçmişten günümüze insanlık tarihi için en temel içgüdü hayatta kalma
gereksinimine yöneliktir. Bu gereksinimin en temel örnekleri barınma, beslenme ve nihai olarak sağlıklı bir hayat yaşama olarak sayılabilir. İnsanlık tarihi boyunca barınma ve beslenme gereksinimleri nasıl dönüşmüş ise sağlıklı
bir hayat yaşama ihtiyacı da devasa bir dönüşüme uğramıştır. Birinci Endüstri
Devrimi’yle birlikte üretim sistemi teknolojilerinin gelişmesi insanların hayat
standartlarını ve yaşama biçimlerini de derinden etkilemiştir. İnsanlar kırsal
bölgelerden fabrikaların bulunduğu şehirlere doğru yönelmiş, dünyadaki
mevcut kadim şehirlerin yanı sıra yeni, modern ve daha büyük ölçekli şehirler
kurulmuş böylece insanlar daha büyük topluluklar hâlinde yaşamaya başlamışlardır. Bu durum devlet kavramının da değişerek sosyal devlet olgusunun
ortaya çıkmasını tetikleyen etkilerden biri olmuştur. Bu doğrultuda hem devletler tarafından oluşturulan hem de özel müteşebbisler tarafından kurulan
sağlık kuruluşları hayatta kalma içgüdüsünün farklı bir tezahürü olarak ortaya
çıkmıştır. Bu sağlık kuruluşları sadece tıbbi hizmet verilen ve insanların şifa
bulmaları için kurulan şifahanelerden ziyade finans, muhasebe ve insan kaynakları gibi kavramların da dâhil edildiği komplike bir işletme hâlini almışlardır. Bu doğrultuda hasta ve personel kayıtları, tıbbi malzeme kayıtları ve kurumun işleyişi için gerekli birçok yeni olguyu ortaya çıkmıştır.