Zihin Yetersizliği Olan Öğrencilerin Eğitiminde Kullanılan Öğretim Yöntemleri


Creative Commons License

Deniz S.

Zihin Yetersizliği ve Otizm Spektrum Bozukluğu, Serdal DENİZ,Bora AKDEMİR, Editör, Eğiten Kitap Yayınevi, Ankara, ss.109-128, 2020

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2020
  • Yayınevi: Eğiten Kitap Yayınevi
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.109-128
  • Editörler: Serdal DENİZ,Bora AKDEMİR, Editör
  • Kayseri Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Kitabımızda, özel gereksinimli öğrenciler ve özellikle zihin yetersizliği olan öğrencilerin eğitim öğretimlerinde kullanılabilen doğrudan öğretim yöntemi, yanlışsız öğretim yöntemleri, işbirlikçi öğretim, gezi-gözlem, rol oynama, gösteri ve drama yöntemleri açıklanmıştır. Doğrudan öğretim yönteminde öğrenciye kazandırılması amaçlanan bilgi ve becerilerin parçadan bütüne doğru aşamalı olarak verilir. Öğretmen merkezli bir öğretim yaklaşımıdır. Doğrudan öğretim yönteminde, başlangıçta bütün sorumluluk öğretmende iken, öğretim yapılmaya başlandığında ve ilerledikçe sorumluluk öğrenciye geçmektedir. Sorumluluğun öğretmene ait olduğu öğretimin başlangıcında, öğretmen öğretimin içeriği ile ilgili gerekli ipuçları ile stratejiyi nasıl kullanacağını gösterir. Bunu yaparken, öğrencinin daha önce bildiği konuyla ilgili alt becerileri öğrenciye sorar ve doğruları pekiştirir. Rehberli uygulamalar ve alıştır- 121 malardan sonra, sorumluluğun öğrenciye geçtiği zamanlarda ise, öğrenci öğretmenin göstermiş olduğu stratejiyi tek başına bağımsız uygulamaya başlar. Bu yöntemde öğrenci sürekli değerlendirilir. Değerlendirmeler öğretim öncesi, öğretim süreci ve öğretim sonrasında sürekli olarak yapılmaktadır.  Özel gereksinimli öğrencilerin eğitimlerinde sıklıkla kullanıldığı görülen Yanlışsız Öğretim Yöntemleri temel öğeleri; Hedef Uyaran, İpucu, Yanıt/Tepki Aralığı Süresi, Öğrenci Tepkisi, Deneme ve Denemeler Arası Süre açıklanmıştır. Yanlışsız öğretim yöntemlerinden eş zamanlı ipucu ile öğretimin süreçleri ‘sıfır saniye bekleme süreli öğretim’ süreçleri olarak da adlandırıldığı görülmektedir. Eş zamanlı ipucu ile öğretimde öğretmen, öğrenciye hedef uyaranı verdikten hemen sonra kontrol edici ipucunu verir ve ardından öğrenci tepkisinin gelmesini bekler. Sabit bekleme süreli öğretim ise birbirinden farklı iki ayrı öğretim süreçlerini içermektedir. Bunlar; ‘sıfır saniye süreli öğretim’ ve ‘sabit bekleme süreli öğretim’ süreçleridir. Sıfır saniye süreli öğretim süreçleri eş zamanlı ipucu öğretim süreçleri ile aynıdır. Sabit bekleme süreli öğretim süreçlerinde ise hedef uyaran verildikten sonra ipucunun verilmesi arasında belirli bir sabit süre beklenir. Örneğin 3-4-5sn. beklendikten sonra kontrol edici ipucu verilir. Hedef uyaran ile kontrol edici ipucu arasındaki geçen süreyi öğretmen belirler. Bu süre içerisinde öğretmen öğrenciden tepki gelmesini bekler. Bu sürece sabit bekleme süreli deneme oturumları denir. İşbirlikçi öğretim yöntemi öğrencilerin küçük gruplara bölünerek çalışmaları ve çalışmalarında birbirlerinin öğrenmesine yardım ederek öğrenmeyi gerçekleştirme süreci olarak tanımlanmaktadır. İşbirlikçi öğretim öğrencilerin, ortak öğrenme amaçlarını gerçekleştirmek için öğretmenler tarafından genellikle 4-6 kişilik küçük gruplar halinde ayrılmaları ve işbirliği içerisinde birlikte çalışmalarını gerektiren bir yöntemdir. Bu yöntemin sınıf içi görüntüsü geleneksel sınıf görüntülerden farklı olmaktadır. Gruplara ayrılan öğrenciler ortak öğrenme amaçlarını gerçekleştirmek için birlikte çalışır ve her öğrencinin kapasitelerinin geliştirilmesi önemlidir. Farklı öğrenme biçimleri olan öğrencilere göre heterojen gruplar oluşturulur ve grup içerisindeki her öğrenci çalışmalıdır. Ayrıca gruptaki bir öğrencinin diğer öğrencilerle olumlu etkileşimde bulunması beklenir. Materyaller, duygu ve düşünceler paylaşılır. Her grup üyesi konunun bir parçasından sorumludur ve konusuyla ilgili grubun başarısına katkıda bulunur. Öğretmen sınıf içerisinde gruplara ayrılan öğrencilerin arasında dolaşır ve ihtiyaç duyan gruplara yardımcı olur. 122 Gezi-gözlem yöntemi, öğretmenlerin planı ve denetiminde, öğrencilerle birlikte varlık ve olayların kendi doğal ortamlarında planlı ve amaçlı olarak incelenmesi olarak tanımlanmaktadır. Gezi-gözlem, eğitim öğretimde varlık ve olayların kendi tabiî ortamlarında incelenmesi olarak tanımlansa da gezi-gözlem sınıfa incelenmek istenen bazı nesnelerin getirilmesiyle de yapılabilir. Gezi-gözlem yöntemi ile öğrencilerin birden fazla duyu organları devreye girdiği için bilgilerin anlaşılırlığı ve kalıcılığı daha yüksek olmaktadır. Bu yöntem, öğretmenlerin derste işledikleri konularla ilgili öğrencileri gerektiğinde fabrika, müze, doğa, orman gibi yerlere götürmeleri ile derste işledikleri konuların, bilgilerin daha anlamlı ve kalıcı olmalarına yardımcı olmaktadır. Sınıfta ise, doğadan sınıfa getirilebilecek bir kuş, taş, toprak ve bitki gibi farklı varlıklar da sınıfta öğrencilerle birlikte incelenebilmektedir. Drama yöntemi öğrencilerin toplumsal yaşam içerisinde karşılaşabileceği çeşitli durumları, olayları ve kuralları öğretmen yardımıyla oyuncu olarak katıldığı farklı sahneler içinde ortaya koymasıdır. Bireye hangi durumlarda nasıl davranılması gerektiğini yaşayarak öğreten bir yöntemdir. Bireyin iletişim kurma, problem çözme, dinleme, anlama ve akıcı konuşma yeteneğini geliştirirken yaratıcılığını ve ifade becerisini arttırmaktadır. Gösteri, öğretmenin öğrencilere bir şeyin nasıl yapılacağını açıklaması ve uygulamalı bir şekilde göstermesine dayanan işlemler bütünüdür. Gösterip yaptırma yöntemi, öğretmenin öğrencilerin karşısında bir deneyi, işlemi, problemi ya da bir aletin nasıl çalıştığını uygulamalı olarak göstermesi, açıklaması ve öğrencilere de uygulamalı olarak yaptırması ile gerçekleştirilir. Öğrenciye kazandırılması hedeflenen işin nasıl yapıldığını göstermek ve bunu yaparken işin genel hatlarını, ilkelerini kurallarını açıklamaya dayalı olan bu yöntem genellikle belirli bir grup önünde gerçekleştirilir. Gösteri yöntemi ile öğrencilere kazandırılmaya çalışılan hedef içerik, toplumsal kurallar, psikomotor beceriler, toplumsal iletişim ve etkileşimle ilgili olabilir. Rol oynama, öğrencilerin kendi duygu düşüncelerini başka bir kimliğe bürünerek ifade etmelerini sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntemde öğrenciler, bireysel ya da grup olarak gerçek yaşamdaki bir durumu, olayı canlandırır. Öğretmenler rol oynamayı yapılandırır ve tartışmayı yönlendirir. Öğrenciler ise, yeteneğini kullanarak ne kadar yaratıcı olabileceğini ortaya koyar. Bu yöntemde, roller öğretmen tarafından dağıtılır, roller önceden yazılıdır ve öğrenciler yazılı olan bu rolleri yerine getirirler.