Kimlik Yayınları, Kayseri, 2020
Büyü, bilinen yollarla elde
edilemeyen şeyleri elde etmek, birisine zarar vermek ya da tehlikeleri
uzaklaştırmak, onlardan korunmak ya da kurtulmak için birtakım gizli kuvvetleri
kullanarak doğa kanunlarını zorla etkileme çabasından oluşan işlemler bütünü
olarak adlandırılabilir. Büyünün konusu genellikle bu dünya ile ilgili
sorunları kapsamaktadır; yani insancıldır. Büyü her zaman, insani eğilimlerle,
ihtiyaçlarla ve etkinliklerle sıkı sıkıya bağlantılı belli bir hedefi olması
dolayısıyla bilime akrabadır. Büyü çoğunlukla pratik hedefleri gerçekleştirmeye
yönelmiştir. Bu bağlamda toplumsal yapı içerisinde yadsınamayacak bir işlev
edinmiştir kendisine. Büyüsel inanış ve uygulamalar; hayat buldukları sosyal
sistemin kendi iç dinamikleri içerisinde gerek bireyler gerekse sosyal
kurumlarla karmaşık bir ilişkiler yumağı içerisinde işlevlerini
sürdürmektedirler. Arkaiklerin mağara duvarlarına çizmiş oldukları
resimlerinden yola çıkılarak yapılan yorumlar, büyü ve büyüsel uygulamaların
daha ilk dönemlerde insanlığın yaşamı içerisinde yerini aldığı yönündedir. Din
ile olan ilişkisi bağlamında da karmaşık bir görünüm sergileyen “büyü”, farklı
yönleriyle anlaşılmaya çalışılmış bu çerçevede konu ile ilgili çalışmalar
yapılmıştır. Bu bağlamda büyü ve büyüsel uygulamaları, Din Sosyolojisi
perspektifinden bakmak suretiyle Kayseri örneği çerçevesinde, toplumda varoluş
biçimleri ve işlevleriyle çok yönlü olarak incelemeye çalıştığımız bu
çalışmanın, alandaki eksikliğin giderilmesine bir nebze de olsa katkıda
bulunabileceği düşüncesindeyiz.