Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, vol.19, no.1, pp.53-88, 2019 (Peer-Reviewed Journal)
Bu çalışmada, mahiyeti gereği yalnızca râvînin akıl ve hâfıza fonksiyonlarında
sorunların oluşmaya başladığını müşahede eden kişilerce yapılması gereken ihtilât tespitleri, ihtilâtı tespit eden kişi ile muhtelit arasında görüşme olup olmaması açısından ele alınacaktır. Araştırma klasik dönemde bu konuda yazılan
eserlerden en hacimlisi olan el-Kevâkibü’n-neyyirât’taki râvîlerle sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda öncelikle incelemeye konu olan ihtilât açıklamalarının ne kadarının, hoca-talebe ilişkisiyle izah edilebileceği araştırılmıştır. Ayrıca aralarında
böyle bir irtibat olmamakla birlikte muhtelit ile bu tespiti yapan kişilerin aynı
dönemde yaşayıp yaşamadıkları incelenmiştir. Muâsır oldukları belirlenen kişilerin de görüşüp görüşmedikleri, bir diğer ifadeyle ihtilât tespitinin müşahedeye
dayanıp dayanmadığı ortaya konulmuştur. Bu kapsamda son olarak râvî ile ihtilâtı tespit eden kişi arasında ilişki kurulamaması sebebiyle sorunlu görünen
açıklamaların güvenilirliği sınıflandırılarak ele alınmıştır.
Bu makalede, ihtilât tespitleri, râvîlerin tabaka ve ölüm tarihleri esas alınarak
tetkik edilmiş ve böylece söz konusu tespitlerle cerh-ta‘dîl ilminin gelişim seyrinin uyumlu olup olmadığının ortaya konulması da amaçlanmıştır. Birbirleriyle
çelişen ihtilât tespitlerinde, râvî ile ihtilâtı tespit eden kişi arasındaki irtibatın bir
tercih sebebi olarak kullanılıp kullanılmayacağı da tartışılmıştır.