Türk Din Psikolojisi Dergisi, no.8, pp.81-111, 2023 (Peer-Reviewed Journal)
According to Islamic belief, humans are not inherently impure,
nor are they beings that must remain untarnished. In Islam, a person may make mistakes, commit sins, and become impure; however, through genuine remorse and repentance, they can purify
themselves. Unlike some other Semitic religions, Islam does not
entail a ritualistic sacrifice of a divine entity for the forgiveness of
the original sin. Additionally, there is no need for intermediaries
in sincere repentance. This study explores the phenomenon of
purification in Islam from a psycho-phenomenological perspective, delving into the purposes, materials, procedures, and timing
of purification rituals mentioned in the Quran and hadiths. The
aim is to comprehend the purification rituals within the context
of Islamic faith, considering both their role in cleansing impurities
and their integration into daily religious practices. The findings are
evaluated within the framework of the history of religions and the
methodology of the psychology of religion, highlighting similarities and differences. The study is limited to primary sources, excluding various religious perspectives, sects, or new religious
movements that emerged throughout Islamic history and provided alternative explanations or rituals related to the concept of
purification. Ultimately, it is observed from the Quran that human
beings are not expected to be angelic; rather, the capacity for impurity is deemed necessary for the cleansing process, with the
value of humanity lying in the ability to purify oneself. Therefore,
the Quran emphasizes presenting humans with different choices
to freely exercise their intellect and will. This dynamic allows individuals to choose between right and wrong, confronting the
consequences of their decisions. According to Islam, humans are
fallible beings who learn from their mistakes, fostering their potential for development. Islam views humans as entities both
physically subject to purification—wherein they become impure
and then purified—and spiritually capable of sinning and repenting. The Islamic faith, seeking to purify both the material and spiritual aspects of an individual, does not prioritize one form of purification over the other, maintaining a balanced approach without diminishing the significance of either.
İslam inancına göre insan, hiç kirlenmeyen veya kirlenmemesi
gereken bir varlık değildir. Ayrıca insan, kirlendiği andan itibaren
bütün değerini yitirip gözden düşen bir varlık da değildir. İslam’a
göre insan; hata yapar, günah işler ve kirlenir bununla birlikte
pişman olup tövbe ederek temizlenir. Bu bağlamda İslam’da,
bazı diğer semitik dinlerde olduğu gibi ilk günahın bağışlanması
için tanrısal bir varlığın kurban edilmesi ritüeli bulunmamaktadır. Ayrıca samimi duygularla yapılan tövbe için herhangi bir aracıya da gerek yoktur. İslam’da arınma olgusunun psiko-fenomenolojik açıdan tahlil edildiği çalışmada, Kur’ân’da ve hadislerde
geçen arınma ritüellerinin yapılış amacı, ritüellerde kullanılan
materyaller, ritüellerin yapılış şekli ve zamanı gibi hususlar gözetilerek İslam dinindeki arınma ritüelleri anlaşılmaya çalışılmıştır.
Bu bağlamda hem kirlilikten arınmak için hem de gündelik dinî
yaşantının parçası olarak uygulanan arınma ritüelleri tasvir edilmiştir. Ulaşılan bulgular, dinler tarihi ve Din psikolojisi yöntembilimi doğrultusunda değerlendirilmiş olup benzerliklere ve farklılıklara değinilmiştir. Çalışma alanı ana kaynaklarla sınırlı tutulmuş olup İslam tarihi boyunca ortaya çıkmış olan inanç, ibadet
veya siyaset odaklı pek çok farklı dinî görüş, mezhep veya yeni
dini hareketin arınma olgusu üzerine yaptığı açıklamalar veya ana
kitleden farklı olarak uyguladıkları ritüeller araştırma evreni dışında tutulmuştur. Sonuç olarak Kur’an-ı Kerim’de insan türünden melek gibi olmasının istenmediği, insanın kirlenebilme özelliğinin arınması için gerekli olduğu ve insanı değerli kılan özelliğinin arınabilme özelliğini kullanması olduğu tespit edilmiştir.
Dolayısıyla Kur’an-ı Kerim’e göre kendisine verilen akıl ve iradeyi özgürce kullanabilmesi için insanın önüne farklı seçeneklerin sunulması gerekmektedir. Bu durum insanın doğruyu veya
yanlışı tercih etmesine ve seçiminin sonuçlarıyla yüzleşmesine
neden olmaktadır. İslam’a göre insan hata yapan ve hatalarından
ders çıkaran dolayısıyla gelişmeye müsait olan bir varlıktır. Ayrıca İslam’a göre insan, maddi açıdan ‘kirlenen ve temizlenen’,
manevi açıdan ‘günah işleyen ve tövbe eden’ bir varlıktır. İnsanın
bedenini ve ruhunu arındırmak isteyen İslam dini, maddi veya
manevi arınma ritüellerinden herhangi birini diğerine tercih etmemiş ve diğerinin önemini yitirmesine neden olacak bir yaklaşım sergilememiştir.