ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİNDE KADINLARIN SİYASAL KATILIMI: TÜRK KADIN BİRLİĞİ


Oğuzhan M.

KAYFOR23, 23. Uluslararası Kamu Yönetimi Forumu, Kırıkkale, Türkiye, 26 - 28 Ekim 2023, ss.243-246

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Kırıkkale
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.243-246
  • Kayseri Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

İnsan dünyada var olduğu ilk çağlardan günümüze kadar gerek sosyal gerekse siyasal pek çok dönüşüm içerisinde olmuş olmaya da devam etmektedir. İlk çağlarda belirli ihtiyaçlar dizisi etrafında toplanan insanlar zamanla topluluk oluşturmayı ve bu topluluk içerisinde bir arada yaşayabilmek için asgari sınırlar belirlemeyi öğrenmişlerdir. İnsanların bir araya gelerek oluşturmuş oldukları basit yapılanmalarda meydana gelen sosyal ilişkiler belirli süreçler sonunda yönetme fikriyatı üzerinde siyasal ilişkileri de belirlemeye başlamıştır. En küçük sosyal yapılanma tasviri olan ailelerin birleşmesi ile daha büyük toplulukların ortaya çıkması, toprağın işlenmeye başlanması ve tabii ki de ticaretin gelişmesi büyüyen nüfusla beraber topluluk içerisinde düzeni sağlayabilecek ve kuralların uygulayıcısı olacak egemen bir güce “devlet” e ihtiyacı doğurmuştur. Devlet olgusu tarihsel süreç içerisinde pek çok kavram ve yönetim biçimi ile tasvir edilerek açıklanmaya çalışılsa da en nihayetinde devlet, sınırları belirli bir alan üzerinde yer alan insanların yönetilmesiyle ilişkilendirilmiştir. Bu husus etrafında insanların nasıl ve kim tarafından yönetileceği ise birbirinden farklı aristokrasi, monarşi, demokrasi gibi yönetim anlayışlarının doğmasına yol açmıştır. Hangisi olursa olsun her yönetim biçiminde insan, toplumda belirli bir siyasal alana dâhil olmaktadır. Ancak bilhassa demokraside siyasal alan, toplum içerisinde yer alan insanların yani vatandaşların siyasal katılımı ile şekillendiği için siyasal katılım, insanların kamusal karar alma süreçleri ve siyasal iktidar üzerinde söz sahibi oldukları yönetim biçimi olan demokrasinin etkin bir şekilde sürdürülebilmesinde önemli rol oynamaktadır. Devletin, siyasal otoritenin almış olduğu kararları etkilemeye yönelik tutum ve faaliyetler olarak tanımlanan siyasal katılım, vatandaşların siyasal iktidarı belirlemede kullanmış oldukları oylardan, düşüncelerini ifade etme aracı olarak gördükleri gazetelere, dergilere, üye oldukları partilere, sendikalara, sivil toplum kuruluşlarına kadar pek çok şekilde gerçekleşebilmektedir. Siyasal katılım içerisinde siyasal otoriteye yön verebilecek nüfus halk olarak tasvir edilirken halk içerisinde kimlerin siyasal katılımda bulunacağı dönemden döneme, toplumdan topluma farklılık göstermiştir. Demokrasinin doğduğu topraklar olan Antik Yunan’da siyasal alanlara belirli kesimlerin dâhil olabilmesi siyasal katılımı özelleştirmiştir. Zira Antik Yunan’da kölelerin, kadınların ve yabancıların siyasal katılım hakkına sahip olmadığı, kararların bağlanma sürecinde sadece erkeklerin yer aldığı bilinmektedir. Antik zamanlardan gelen bir düşünce yapısı olan kadının kamusal alanın dışında sadece aile içerisinde konumlandırılması Rönesans, Reform ve Fransız Devrimi gibi belirli siyasal ve toplumsal olayların sonucunda kırılmaya uğrasa da asıl gelişmeler 18.yüzyıl aydınlanması ile beraber gerçekleşmiştir. Yaşanan siyasal ve toplumsal gelişmelerin sonucunda insan hakları ortaya çıkarken bu durum kadın haklarının biçimlenmesine de etkide bulunmuştur. 18.yüzyıl itibarıyla kadınlar varlıklarını kamusal alanda göstermek üzere belirli hareketler başlatmışlardır. Temelde siyasal ve sosyal alanlarda kadınerkek eşitliğine ve kadınların siyasal katılımına yönelik siyasal haklarını talep etme söylemi etrafında toplanan kadınlar, siyasal alanda var olabilmek için mücadele vermişlerdir. Türkiye’de kadınların siyasal alana katılma mücadelesi, dünyada kadınların siyasal hak mücadelesine paralel olarak gelişme göstermiştir. Önce Tanzimat döneminde kendini gösteren kadın hareketleri Meşrutiyet döneminde hız kazanmıştır. I. Meşrutiyet dönemi ile kadınların eğitim haklarının genişletilmesi, evlilik üzerinde karar sahibi olabilmesi ve boşanma hakkının verilmesiyle kadınların sosyal hayata katılımı için adımlar atılmış, bu gelişmelerin neticesinde belirli bir aydın kadın kitlesi de şekillenmeye başlamıştır. Bu dönemde kadın hareketleri derneklerin kurulması, gazete ve dergilerde kadınların eğitim hakları ve toplumsal hayata dâhil edilmesi ile ilgili yazıların yer almasıyla kendini gösterirken, kadınların siyasal hakları ve siyasal alana katılımı ile ilgili konular Cumhuriyet dönemiyle beraber ön plana çıkmıştır. Siyasal haklar için verilen mücadelelerin en önemli gelişmeleri Cumhuriyetin ilanı ile başlayan süreçten kadınların seçme ve seçilme hakkını elde ettikleri süreye kadar gerçekleştirmiş oldukları siyasal girişimleri kapsamaktadır. Bu girişimlerin başında Türk Kadın Birliği, kadınların siyasal haklarını ön plana alan bir amaç sergileyen Cumhuriyetin ilk kadın birliği olması açısından dönemin en önemli yapılanmalarından olmuştur. Türk Kadın Birliği’nin temelleri Cumhuriyetin ilk yıllarında önemli bir kadın örgütlenmesi olan, 1923 yılının Haziran ayında Nezihe Muhiddin’in önderliğinde kadın arkadaşlarıyla beraber kurmuş oldukları “Kadın Halk Fırkası”na dayanmaktadır. Kadın Halk Fırkası dönemin aydın kadın kitlesi tarafından oluşturulan ve desteklenen Türkiye Cumhuriyetinin ilk kadın siyasi parti girişimi özelliğine sahip olması açısından önemlidir. Fırka’nın kuruluş amaçları ve programında kadının siyasal alana dâhil olması ve siyasal katılımı dönemin anlayışına uyumlu düşecek bir şekilde ele alınmıştır. Fırka, kadınların bir ülkenin ekonomik anlamda yükselmesinde önemli bir konuma sahip olduğunu ileri sürerken asıl amaçlarının kadınların eğitim seviyelerinin yükseltilerek siyasi haklarını elde etmesi ve kadınların mecliste yer alarak bu hakları savunmak olduğunu düzenlemiş olduğu kongrelerde dile getirmiştir. Ancak Kadın Halk Fırkası’nın kurulmasına onay verilmemiştir. Onay verilmeme gerekçesi olarak mevcut seçim yasasında (Kanuni Esasi) kadınların seçme ve seçilme hakkının yer almaması sunulmuştur. Fakat bu gerekçelendirilmenin arkasında toplumu bölmeye cinsiyet temelinde ayırmaya yönelik girişim olduğu yönünde eleştiriler ve kadınların siyasete girmesinin hoş karşılanmaması vardır. Bu şartlar altında kadınların siyasal alana katılım mücadelesi bir parti altında olamayacağı görülünce Nezihe Muhiddin ve arkadaşları mücadelelerini bir birlik altında sürdürme kararı almışlardır. 1924 yılında Kadın Birliği (1927 yılında Türk ibaresi eklenmiştir) kurulmuştur. Birliğin yönetmeliğinde daha önceki eleştiriler dikkate alınarak bazı ibareler çıkarılıp, siyasetle alakası yoktur ibaresi eklenmiştir. Ancak her ne kadar bu ibare eklense de Türk Kadın Birliği hem kadınların bilinçlenmesi, eğitimli hale gelerek sosyal, siyasal alanlarda kendini göstermesi hem de etkin siyasal katılımı için siyasi haklarına sahip olmasına yönelik büyük çabalar sarf etmiştir. Birlik 1925-1927 yılları arasında siyasi icraatlara başlayıp, 1925’te ara seçimde izin verilmemesine rağmen aday çıkarmıştır. Ancak bir süre sonra birlik içerisinde fikir ayrılıkları baş göstermiştir. Birlik içerisinde birliğin bir yardım kurumundan daha fazlası olduğunu düşünerek kadınların siyasi hakları için muhaliflik yapan Nezihe Muhiddin ve kadınların siyasal haklarının edinmesinin zamana yayılmasını savunan Latife Bekir etrafındaki fikir ayrılığı Nezihe Muhiddin’in birlikten tasfiye edilmesiyle sonuçlanmıştır. Latife Bekir’in başkanlığı döneminde birlik muhaliflik etmeyip hükümetle yakın ilişkiler izlemiş, 1934 yılında kadınlara seçme seçilme hakkının verilmesiyle başarıya ulaştıklarını savunarak 1935 yılında kapatma kararı almıştır. Ancak bakıldığında birliğin 1924-1927 yılları arasında gerçekleştirmiş olduğu konferanslar, eğitimler, yayın aracı olan “Türk Kadın Yolu” dergisindeki yazıları 1927-1935 yılları arasındaki faaliyetlerine kıyasla daha çok kadınların siyasi hakları için mücadele etmiş ve siyasal katılımına örnek teşkil etmiştir. Buradan hareketle Cumhuriyetin ilk yıllarını kapsayan dönemde kadınların siyasal alana dâhil olup siyasal haklarını elde etme çabaları günümüz Türkiye’sinde kadınların sahip oldukları hem siyasal hem de sosyal hakların temelini oluşturmaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı Türk kadının siyasal haklarını elde ettiği dönemin başlangıç noktası olarak, Cumhuriyetin ilk yıllarında kadınların siyasal hak talebi için kurmuş oldukları Türk Kadın Birliği üzerinden kadınların siyasal katılımını ele almaktır.

Anahtar kelimeler: Cumhuriyet, Kadın, Siyasal Katılım, Türk Kadın Birliği