İşletme Akademisi Dergisi , vol.2, no.2, pp.176-185, 2021 (Peer-Reviewed Journal)
Ülkemizde
vergiyi doğuran olayın tespitinde, tahakkuk ve tahsil esası olmak üzere iki
çeşit uygulama bulunmaktadır. Serbest meslekkazancının tarifi ve tespiti ilk
olarak 1960 yılında yürürlüğe giren 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65. ve
67. maddelerinde açıklanmıştır. 1961 yılında yürürlüğe giren 213 Sayılı Vergi
Usul Kanununun 236ve 237.maddelerinde ise hangi hâllerde, ne için ve ne şekilde serbest meslek
makbuzunun düzenleneceğinden bahsedilmiştir. Her iki kanunda daverginin
doğabilmesi için tahsilâtveödemeesası kabul edilmiştir. 1984
yılında yürürlüğe giren 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu, vergiyi doğuran
olayı ‘‘mal teslimi ve hizmet ifası hâllerinde,
malın teslimi veya hizmetin yapılması” halinde doğar şeklinde düzenlemiştir(
KDVK m. 10/1-a). Yani önceki kanunlardan farklı olarak KDV Kanununda verginin
doğması tahakkuk esasına bağlanmıştır.
Kanunlar arasında ki bu çelişki serbest meslek kazancı sağlayan ve katma değer
vergisi ödeyen binlerce kişiyi bilinmezlik içine sürüklemektedir. Bu çelişki serbest
meslek erbaplarının idare ile sorunlar yaşamasına neden olmakta, idarenin ve
bireylerin iş yüklerini artırmakta,
taraflarıbitmek bilmeyen uzun süren hukuksal mücadelelerin içerisine
sokmaktadır.
Bu
makalede, uygulamadakargaşa yaratan “serbest meslek makbuzu” nun düzenleneceği
zaman ve katma değer vergisinin ne zaman tahakkuk/tahsil edebileceği meselesi
düzenlenmiştir. Ayrıca bu sorunun çözümüneilişkin öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Serbest meslek kazancı, serbest
meslek makbuzu, katma değer vergisi, tahakkuk esası, tahsil esası.