ULUSLARARASI SAĞLIK BİLİMLERİ VE ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ KONGRESİ, İzmir, Türkiye, 24 - 26 Ekim 2025, ss.763-776, (Tam Metin Bildiri)
İşkoliklik, çalışanların işlerine aşırı bağımlılığı ve sürekli işlerini düşünme hali olarak tanımlanmaktadır. Mobbing ise iş yerinde sistematik olarak maruz kalınan psikolojik şiddet ve baskıyı ifade etmektedir. Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE)’nin amacı, yurtiçi veya yurtdışında meydana gelen afet ve acil durumlarda medikal kurtarma hizmetleri ile acil sağlık hizmetleri sunmaktır. UMKE biriminde görev yapan gönüllü çalışanlar, mesleklerinin gereği olarak yoğun ve stresli bir iş yüküyle karşı karşıyadırlar. Afet ve acil durum koşullarında gönüllü olarak çalışmanın getirdiği sorumluluk, çalışanların fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerinde önemli bir baskı oluşturabilmektedir. Bu araştırmanın amacı, UMKE çalışanlarında işkoliklik, iş-aile yaşam dengesi ve mobbing arasındaki ilişkileri incelemektir. Çalışmaya daha önce afet veya acil durumlarda görev almış ve Kayseri’de çalışan 222 UMKE personeli dahil edilmiştir. Araştırmada veri toplamak amacıyla kişisel bilgi formu, işkoliklik riski testi ölçeği, iş-aile yaşam dengesi ölçeği ve mobbing ölçeği kullanılmıştır. Düzenleyicilik etkisini incelemek amacıyla, Hayes tarafından geliştirilen "Process Makro" kullanılmış ve Model 1 seçilmiştir. Çalışmada kullanılan ölçüm araçları arasındaki ilişkiler, Pearson korelasyon analizi yardımıyla değerlendirilmiştir. Yapılan analizler sonrası elde edilen bulgulara göre UMKE çalışanlarının işkoliklik düzeyi arttıkça iş aile yaşam dengesinin arttığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, işyerinde mobbinge maruz kalan UMKE çalışanlarının aile dengesini daha sağlıklı kurduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, işkolikliğin iş aile yaşam dengesi üzerinde mobbingin düzenleyici rol aldığı tespit edilmiştir. Araştırmanın bulguları, işkolik bireylerin mobbinge maruz kalmasının iş aile yaşam dengesinde olumlu bir rol aldığını, iş yerindeki gerginlikten uzaklaşmak için bireylerin aile bağlarına tutunduğunu, ayrıca UMKE çalışanlarının insani yardım duygusunun mobbinge rağmen ön planda olduğunu düşündürmektedir. Gönüllülük faaliyetlerinin, özellikle afet ve acil durumlarda oynadığı kritik rol göz önüne alındığında, bu çalışmanın literatüre daha önce tespit edilmemiş yeni bir bulgu kazandırarak, gönüllü olarak kamu hizmeti yapan personel üzerine gelecekteki araştırmaların artmasına ve gönüllülük faaliyetlerine katılımın teşvik edilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.