Kişisel Koruyucu Donanım Araştırmalarında Küresel Yayın Eğilimleri ve Tematik Odaklar: Bibliyometrik Bir Analiz


Özdemir H., Kayabaşı R.

Akademik İzdüşüm Dergisi, cilt.10, sa.2, ss.411-439, 2025 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 10 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2025
  • Dergi Adı: Akademik İzdüşüm Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Index Copernicus
  • Sayfa Sayıları: ss.411-439
  • Kayseri Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Çalışanı korumak ve işin devamlılığını sağlamak için iş sağlığı ve güvenliğinde çok çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Risklerle mücadele etmek için öncelik, tehlikenin kaynağında yok edilmesidir. Tüm teknik tedbirlere rağmen riskler devam ediyorsa kişileri korumak için son adım kişisel koruyucu donanım (KKD) kullanımıdır. Son aşamada alınacak son tedbir olduğu için çalışanın korunması ve işin devamlılığı için oldukça önemlidir. Buradan hareketle, çalışmamızda KKD ile ilgili araştırmaların retrospektif bir yaklaşımla bibliyometrik analizi yapılmıştır. Araştırmada, Web of Science veri tabanında 1993-2025 yılları arasında, KKD ile ilgili 440 makaleden elde edilen bulgular ayrıntılı bir şekilde sunulmuştur. Çalışmada, makalelerin yayımlandığı yıllar, yazarlar, ülkeler, dergiler ve atıf sayıları gibi bibliyometrik göstergeler ışığında yapılan analizler yer almaktadır. Ayrıca, anahtar kelimeler, yazarlar, ülkeler ve kurumlar arasındaki ilişkiler, ağ haritaları kullanılarak görselleştirilmiştir. KKD ile ilgili ilk makale; 1993 yılında yayımlanmıştır. 2012’ye kadar literatürde sınırlı sayıda çalışma bulunmaktayken, özellikle 2019 yılından sonra COVID-19 salgınının etkisiyle yayın sayısında önemli bir artış gözlemlenmiştir. En fazla atıf inşaat kazalarının faktörlerini inceleyen makaleye olmuştur. KKD konusunu ele alan yayınların büyük bir kısmının ABD tarafından yapılmış ve genellikle halk sağlığı ve enfeksiyon kontrolü gibi tematik dergilerde yayınlanmıştır. Ayrıca, yazarlar ve kurumlar arasındaki işbirlikleri ve literatürdeki tematik kümelenmeler de çalışmanın önemli bulguları arasında yer almaktadır. Sonuç olarak, KKD kullanımı, yalnızca iş güvenliği değil, aynı zamanda küresel sağlık krizleri bağlamında halk sağlığı açısından da kritik bir araştırma alanı haline gelmiştir ve bu alandaki bilimsel üretkenlik hızla artmaktadır. 

A wide range of methods are employed in the field of occupational health and safety to protect employees and ensure the continuity of work. The primary strategy in combating risks is the elimination of the source of hazard. If risks persist despite all technical precautions, the final measure to safeguard individuals is the use of safety signs and personal protective equipment (PPE). However, even at this final stage, the use of PPE is of critical importance for both the protection of the employee and the continuity of operations. Therefore, in this study, a retrospective bibliometric analysis of research related to PPE was conducted.The study presents detailed findings from 440 articles on PPE indexed in the Web of Science database between 1993 and 2025. The articles are analyzed through bibliometric indicators such as year of publication, authors, countries, journals, and number of citations. Additionally, relationships between keywords, authors, countries, and institutions are visualized using network maps. The first article on PPE was published in 1993. While the number of studies remained limited until 2012, a significant increase in publications has been observed, particularly after 2019, due to the impact of the COVID-19 pandemic. The most cited article was the article examining the factors of construction accidents. The majority of publications addressing the subject of PPE were made in the USA and were generally published in thematic journals such as public health and infection control. Moreover, collaborations among authors and institutions, as well as thematic clusters in the literature, constitute key findings of the study. In conclusion, the use of PPE has emerged as a critical research area not only in terms of occupational safety but also in the context of public health during global health crises, with scientific productivity in this field rapidly increasing.