M GRUP, Kayseri, 2011
Tarımsal üretimi arttırma ve albenisi yüksek ürünler
elde etme adına aşırı ve kontrolsüz bir şekilde kullanılan İnsektisid, Fungisit
ve Herbisit gibi toksik maddelere bugün dünyanın her yanında rastlamak
mümkündür. Yapılan bir araştırmada, kutup ayıları ve penguenlerin vücutlarında
bile bu kimyasal maddelere rastlandığı belirtilmektedir. Yediğimiz birçok
gıdanın içinde de bu zehirlerin çok az da olsa kalıntılarına rastlanmaktadır.
Çevreci tarım uygulamalarıyla; toprak ve su
kaynaklarının korunması, tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirliğin
sağlanması, tüketiciye güvenli gıdanın sunulmasının yanı sıra, kaliteli ve
sertifikalı ürüne olan talepten dolayı çevre dostu ürünlerin pazar payının
artacağı konusunda şüphe yoktur. Kırsal alanda toprak ve su kaynaklarının
korunması ile biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi için tarımsal faaliyetlerden
kaynaklanan kirliliğin azaltılması gerekmektedir. Özellikle riskli bölgelerde
söz konusu kirlilikle mücadelenin en etkili yöntemlerden biri de organik tarım
uygulamalarının yaygınlaştırılmasıdır. Ayrıca, ülkemizde geleneksel tarım
uygulamalarının yaygın olması nedeniyle organik tarım için başlangıç
koşullarına sahip geniş tarım toprakları bulunmaktadır. Söz konusu arazilerde
tarımsal faaliyetlerini sürdüren küçük işletmeler için organik tarım fırsata
dönüştürülebilir. Diğer taraftan, organik tarım ürünlerine artan talebe bağlı
olarak organik tarım üreticilerinin gelirlerinde artış ve istikrar sağlanması
suretiyle kırsal ekonomilerin güçlendirilmesi mümkündür.
Ülkemizde 1980’li yıllarda dış talep üzerine başlayan
organik tarımsal üretim hızla gelişerek günümüzde önemli bir sektör haline
gelmiş bulunmaktadır. Türkiye’nin organik tarımsal üretim bakımından çok önemli
bir potansiyeli olduğu aşikar durumdadır. Ülke potansiyelinin değerlendirilmesi
için örgütlenme, eğitim, araştırma, destek ve teşvik çalışmaları artarak devam
etmektedir. Bugün organik tarım sistemi ülkemizin hemen her bölgesine girmiş ve
yetiştiriciler tarafından hızla benimsenmeye başlamıştır. Hızla gelişen organik
tarım sektörünün araştırma ve geliştirme çalışmalarına ihtiyacı giderek
artmaktadır. Bu eğitim kapsamında; organik tarımla ile ilgili sağlık, iklim
değişikliği, ülkesel gelişmeler, kırsal kalkınma, biyo-çeşitlilik, AR&GE,
organik tarım araştırmaları, eko-okullar, eko-turizm gibi popüler konuların
irdelenmesi gerekmektedir.
Kayserinin civar illerinin kavşağında yer alan Yahyalı,
Dünyanın en büyük ikinci şelalesi olan Kapuzbaşı Şelalesine, çok kaliteli elma
ürünlerin alındığı, İç Anadolu bölgesinde çok ender olan mikroklimatik
koşullara sahip durumdadır. Buna rağmen tarımsal faaliyetlerin oldukça
gerilediği, tarım alanlarının boş kaldığı ve dış göçlerin yaşandığı bir ilçe
olan Yahyalı ve köyleri için mevcut durum ortaya konmuş ve bu eğitim sonucunda
sosyal ve ekonomik gelişme için öneriler geliştirilmiştir. Ülkemizde organik
tarım uygulamaları konusundaki çalışmalar daha çok Ege Bölgesi merkezli yürütülmekte,
bu da ulusal düzeyde beklenen gelişmeyi sağlayamamaktadır. İç Anadolu Bölgesi
ise, geleneksel tarımda dezavantajlı olmasına rağmen topraklarının kirlenmemiş
olması nedeniyle organik tarımda çok daha güçlü bir potansiyele sahiptir. Bu
projenin sonuçlarının uygulamaya aktarılması, Yahyalı’da pilot bir uygulama ile
İç Anadolu’daki organik tarım potansiyelinin ortaya çıkarılmasına ve bu yöndeki
uygulamaların teşvik edilmesine katkı sağlayacaktır.