Kitap Dünyası, İstanbul, 2024
Kelamların en üstünü olan Kur’ân-ı Kerîm’in doğru tilâvet edi lebilmesi için birçok çalışma yapılmış; bu bağlamda tecvîd ve kırâat alanında hacimli veya muhtasar telifler kaleme alınmıştır. Ebû ‘Amr ed-Dânî’nin (ö. 444/1053) et-Teysîr’i, İmam Şâtibî’nin (ö. 590/1194) Hırzü’l-emânî’si ve İbnü’l-Cezerî’nin (ö. 833/1429) en Neşr fi’l-kırââti’l-‘aşr’ı bahsi geçen eserlerin hacimli olanlarından dır. Muhtasar çalışmaların başında ise üzerine birçok şerh yazılan İmam Cezerî’nin Mukaddime’si ve Molla Abdurrahman Karabâşî’nin (ö. 904/1498) Karabaş Tecvîdi yer almaktadır. Osmanlı dönemi ilim merkezlerinde tecvîd ve kırâat sahasında ders kitabı olarak okutulan söz konusu eserler, günümüzde de bu alanlarda eğitim ve öğretim faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Tecvîd ilmi sahasında Osmanlı Türkçesi’yle kaleme alınmış eserlerden biri de Hasan b. Muhammed tarafından kaleme alınmış Şerh-i Cedîd-i Karabaş adlı eserdir. Müellif, Karabaş Tecvîdi’nin muhtasar olması sebebiyle herkes tarafından kolaylıkla anlaşılamadığını ve bu duru mun tecvîd ilmine olan ilginin azalmasına yol açtığını ifade etmiş; bu bağlamda, ele alınan konuları daha detaylı bir şekilde açıklamak üzere söz konusu şerhi telif ettiğini belirtmiştir. Hasan Efendi ese rinde Ebü’l-Hasan Alâmüddin es-Sehâvî (ö. 643/1245), Kasım b. Firrûh eş-Şâtibî, İmam Câberî (ö. 732/1332), İbnü’l-Cezerî, İbnü'l Kâsıh (ö. 801/1399), Ayasofya hatîbi Hamdullah b. Hayreddin (ö. 983/1575), Alâeddin Trablusî gibi alanında otorite kabul edilen birçok müelliften alıntılar yaparak çalışmasını daha değerli ve kıymetli bir hale getirmiştir.