26. Uluslararası Kamu Yönetimi Forumu (KAYFOR26), Trabzon, Türkiye, 24 - 26 Nisan 2025, ss.169-173, (Özet Bildiri)
Genişletilmiş Özet
İnsanlık tarihi, insanın var olduğu süre boyunca geçirmiş olduğu değişimleri içermektedir. Bu
değişimler, keşifler ve buluşlar aracılığıyla insanın dünyaya şekil verdiği, materyal ve üretim
biçimlerindeki farklılıkların sosyo-ekonomik dönüşümlere yol açtığı süreçlerden ibarettir.
Dijitalleşme de bu tarihsel süreçte, üretim biçimlerinde ve toplumsal ilişkilerde köklü bir değişim
yaratarak, insanın doğayla ve toplumla olan bağlarını yeniden tanımlayan en güncel aşamayı temsil
etmektedir. 21.yüzyılda karşımıza yeni bir olgu olarak çıkan dijitalleşmenin tarihsel süreçteki
gelişimi, sanayi alanındaki gelişmelerin belirli sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel etkilerine
dayanmaktadır. Sonuç olarak sanayi alanındaki her gelişme ve onun insan yaşamı üzerindeki
dönüşümleri, dijitalleşmenin yolunu açarak bugünkü dijital dünyayı mümkün kılmıştır.
İçinde bulunduğumuz dönemi, diğer dönemlerden ayırt eden temel özellik, dijital araçların insan
yaşamıyla bütünleşerek sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda köklü değişimlere yol açmasıdır. Bu
dönem, toplumun en küçük yapıtaşı olan bireyden başlayarak, toplumun geneline olacak şekilde bir
değişimin yaşandığı dijital dönemdir. Dijitalleşme her şeyin dijital unsurlarla dönüşümünü içerir.
Her şeyin dönüşüm içerisine girdiği dijital dönemde, sivil toplumun oluşum sağladığı kamusal alan,
siyasal katılımın önemli bir ayağını temsil eden toplumsal hareketler ve toplumun taleplerine göre
şekillenen kamu politikaları da dönüşüm içerisine girmiştir.
Kamu politikaları, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve belirli hedeflere ulaşmak amacıyla çeşitli
faktörlerin bir araya gelmesiyle şekillenmektedir. Öncelikle, halkın sağlık, eğitim, güvenlik ve
ekonomi gibi temel ihtiyaçları ve talepleri, kamu politikalarının belirlenmesinde önemli bir rol oynar.
Halkın ihtiyaç ve talepleri, seçim sonuçları, kamuoyu araştırmaları ve toplumsal hareketler
aracılığıyla görünür hale gelir. İktidardaki hükümetin ideolojik yapısı ve politik hedefleri de politika
tercihlerini doğrudan etkiler. Ancak hükümet meşruiyetini sağlayabilmek adına halkın desteğine
ihtiyacı olduğu için genel itibariyle iktidarda kalmak ya da yeniden iktidara gelmek için halkın
rızasını alması gerekmektedir. Bu doğrultuda hükümet ya da siyasal partiler parti politikalarını da
yine halkın taleplerini dikkate alarak şekillendirir. Aksi takdirde halkın onay ve rızasını almadan
meşruiyetlerini sağlayamazlar.