Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümünde Öğrenim Gören Birinci Sınıf Öğrencilerinde Akademik Başarının Benlik Saygısı, Kaygı Durumu ve Depresyon Düzeyi ile İlişkisinin İncelenmesi


Creative Commons License

Abakay H., Dere T.

Black Sea Journal of Health Science, cilt.6, sa.3, ss.376-382, 2023 (Hakemli Dergi)

Özet

Üniversite döneminde, farklı eğitim stratejilerinin ve hedefe yönelik faaliyetlerin belirlenmesi ile sınav kaygısının ortadan kaldırılması gibi faktörler benlik saygısı ile akademik başarı arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Ancak fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünde öğrenim gören öğrencilerde akademik başarıyla benlik saygısının ve psikososyal faktörlerin ilişkisi yeterince araştırılmamıştır. Bu nedenle çalışmamızın amacı fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünde öğrenim gören birinci sınıf öğrencilerinde akademik başarının benlik saygısı, kaygı durumu ve depresyon düzeyi ile ilişkisinin incelenmesidir. Çalışmaya fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünde öğrenim gören ve 1. sınıfı henüz bitirmiş olan, Türkçe okuyup-anlayabilen 72 birey dahil edildi. Bireylerin benlik saygısı Rosenberg Benlik Saygısı Envanteri, kaygı durumu Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri, depresyon düzeyi Beck Depresyon Envanteri ile değerlendirildi. Çalışmaya dahil edilen bireylerin akademik başarıları, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü 1. sınıf not ortalamaları alınarak kaydedildi. Fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünde öğrenim gören üniversite öğrencilerinin akademik başarı düzeyleri ile Rosenberg Benlik Saygısı Envanterinin alt parametreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu tespit edildi (P<0,05). Ayrıca akademik başarı ile depresyon düzeyi (r=-0,452, P=0,001), durumluk (r=-0,269, P=0,022) ve sürekli (r=-0,385, P=0,001) kaygı düzeyi arasında da istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler olduğu belirlendi (p<0,05). Fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünde öğrenim gören öğrencilerin genel akademik başarılarının arttırılmasına yönelik çalışmalarda, birinci sınıftan itibaren benlik saygısı, kaygı durumu ve depresyon düzeyi gibi faktörlerin de ele alınması gerekliliği ortaya konmuştur.