UMTEB – XIII International Scientific Research Congress, Paris, France, 29 - 30 June 2023, pp.718-727
Bilgi çarpıtma anlamına gelen dezenformasyon, dünya çapında mücadele edilmesi gereken bir durum olarak nitelendirilmektedir. Özellikle yeni iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte her alanda gerçekleşen dönüşüm, sosyal medya uygulamaları ve habercilik alanlarında da etkisini göstermektedir. Yeni iletişim teknolojilerinin gelişimiyle hem bireyler hem de haber ajansları enformasyon alışverişinde sosyal medya uygulamalarını tercih etmektedirler. Bu uygulamalar aracılığıyla bilgiye ve habere doğrudan ve hızlı bir şekilde erişim sağlayan bireyler, dezenformasyon içerikli haberler ve bilgilerle karşılaşmaktadır. Bu durum, yanıltıcı haberlerin kitlelere sunularak objektif ve doğru habercilik anlayışına gölge düşürmekle birlikte kamuoyunun doğru bilgiye erişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Sosyal medyada yer alan bilgilerin doğruluğunun teyit edilmeden dolaşıma girerek etkileşim almasıyla birlikte dezenformasyon içerikli bilgilerin gerçeklerden daha çok talep gördüğü, gerçek ve yalan arasındaki farkın gitgide azaldığı “hakikat ötesi” (post-truth) olarak adlandırılan dönem başlamıştır. Özellikle salgın, doğal afet ya da seçim dönemlerinde dezenformasyon içerikli haberlerin sayısında artış görülmektedir. Dünyada Kovid-19 salgınıyla ilgili sosyal medya üzerinden dolaşıma giren dezenformasyon içerikli bilgilerin yarattığı panik hali ile bireyler aldıkları bilgilerin doğruluğunu kanıtlamadan paylaşım yoluna gitmiştir. Salgın süresi boyunca dezenformasyonla mücadele kapsamında Dünya Sağlık Örgütü (WHO), infodemi kavramıyla dezenformasyonla mücadele başlatmıştır. Dezenformasyonla mücadele kapsamında bilginin güvenilirliğine dair uygulanacak bazı yönergeler ve bazı teyit sistemleri geliştirilmiştir. Bu gelişmelere rağmen dezenformasyona karşı sistematik bir önlem alınmamıştır. Türkiye’de özellikle 2023 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde dezenformasyon içerikli haberlerin dolaşıma girdiği gözlemlenmiştir. Bu çerçevede çalışmada, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin hazırlamış olduğu Dezenformasyon Bültenleri örneklem olarak seçilmiştir. 6 Şubat- 22 Mayıs tarihleri arasında yayımlanan Dezenformasyon Bülteni’nde toplamda 544 adet dezenformasyon içerikli haber tespit edilmiştir. Bu verilerden seçimle ilgili olan 62’sini dezenformasyon içerikli haberler oluşturmaktadır. Araştırmada nitel analiz yöntemlerinden içerik çözümlemesi veri analiz tekniği olarak tercih edilmiştir. Seçimle ilgili 62 adet dezenformasyon içerikli haberler arasında cumhurbaşkanı adaylarının açıklamalarına yönelik, seçmen kağıtlarıyla ilgili, oy pusulaları ile ilgili, oy kullanacak olan vatandaşlarla ilgili, seçim sonuçları ile ilgili, seçim günü güvenlik güçlerinin eylemleri ile ilgili dezenformasyon ağırlıklı haber yapıldığı tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Post-truth, Sosyal Medya, Dezenformasyon, Cumhurbaşkanlığı
Seçimleri, Dezenformasyon Bültenleri.