Yeni Bir Dini Hareket Olarak Bahailik'te "Tebliğ"in Sosyolojisi


Akkaya Ü. H.

1. Türkiye Dinler Tarihi Kongresi, Ankara, Türkiye, 29 - 30 Eylül 2023, cilt.1, sa.9, ss.144-145

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.144-145
  • Kayseri Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu çalışmanın amacı, günümüzde adını daha sık duymaya başladığımız yeni dini hareketlerden birisi olan Bahailik hareketinin “tebliğ” metodunu Din Sosyolojisi perspektifinden tipolojik eksende çok yönlü olarak incelemektir. Geçmişte çoğunlukla olumsuz ifadelerle birlikte anılan yeni dini hareketler genellikle “sekt” ya da “kült” olarak tanımlanmışlardır. Türkiye’de de söz konusu hareketler “kült grupları”, “tarikatlar”, “yeniçağ dinleri”, “yeni dini hareketler” gibi farklı biçimlerde tanımlanmaktadır. Günümüzde dünya üzerinde pek çok mensubu bulunan İslamiyet, Hıristiyanlık, Yahudilik, Hinduizm gibi büyük dinlerin yanı sıra farklı büyüklüklerde yeni dini hareketler olarak adlandırılan dini karakterde oluşumlar mevcuttur. Bu hareketler çoğu zaman var olabilmek adına farklı inanç biçimleri, farklı ibadetler, yeni bir hayat tarzı söylemiyle ortaya çıkmaktadır. Sosyolojik bakımdan bu hareketler toplumdaki dini ihtiyaçların ve arayışların bir yansımasıdır ve bu anlamda insanların dini, sosyal, ekonomik kaygılarına cevap aradıkları bir alan olarak da görülebilirler.

Yeni dini hareketlerin dikkat çekici olanlarından birisi de Bahailiktir. İran yöresinde ortaya çıkan ve Osmanlı topraklarında büyüyüp gelişen Bahailik görece daha fazla yayılım gösteren bir dini harekettir. Bahailik ilk dönemlerinden itibaren yayılmacı bir politikayı benimsemiştir. Bu çerçevede tebliğ faaliyetleri sistematik bir yapı kazanmıştır.  Bahailikte tebliğ faaliyetleri hem bireysel hem de kurumsal bir görünüm arz etmektedir. Din adamı sınıfı bulunmadığı için her Bahai tebliğle yükümlüdür. Günümüz teknoloji dünyası ve sosyal medya olanakları düşünüldüğünde dinlerin tebliğ faaliyetleri, bu faaliyetlerin din-birey, birey-toplum ilişkilerine yansıması farklı yönleriyle irdelenmesi gereken bir konudur. Gerek Dinler Tarihi gerekse Din Sosyolojisi çalışmalarında, farklı yönleri ile inceleme konusu haline getirilen yeni dini hareketler bu çalışmada Bahailik özelinde Tebliğ boyutu ile irdelenmiştir.

Araştırma kurgulanırken Max Weber’in tipolojik yaklaşımı esas alınmıştır. Bu çerçevede Bahailikte tebliğ meselesi anlaşılmaya çalışılırken Weber’in “Karizmatik Otorite” kavramına başvurulmuş ve bu otorite tipi ile önemli bir dini kavram olan “Tebliğ” kavramı arasındaki ilişki üzerine de odaklanılmıştır. Diğer yandan topluluğun taraftar kazanma adına uyguladığı farklı yöntemler kategorize edilerek tipleştirilmiştir. Ardından bu yöntemlerin sosyal sahada karşılık bulup bulmadıklarına yönelik olarak Bahailerin kendi yazılı kaynakları üzerinden ulaşılan veriler ekseninde değerlendirmeler yapılmıştır.