A COMPARISON ON THE TWO INVESTIGATE OF TECĀRİBU'L-UMEM


Bıyıklı M.

13th INTERNATIONAL CONFERENCE ON CULTURE, CIVILIZATION AND SOCIAL SCIENCES, Al-Qahira, Egypt, 26 - 27 January 2023, pp.353-354

  • Publication Type: Conference Paper / Summary Text
  • City: Al-Qahira
  • Country: Egypt
  • Page Numbers: pp.353-354
  • Kayseri University Affiliated: Yes

Abstract

Ibn Miskawayh, who is assumed to have been born in the city of Rey in the estimated year 330/942 (d. 421/1030) his full name is Ahmad b. Muhammad b. Ya'qub Abu Ali al-Khazin b. Miskawayh is al-Khazin. He is known by the names Razi, Isfahani and Khazin. He has written works in many fields such as history, philosophy, ethics, literature, art, psychology, medicine, pharmacy, logic, mathematics, physics and chemistry. His expertise in different fields and his research in these fields have also had an impact on historiography. Ibn Miskawayh primarily gave works in fields such as philosophy, morality and logic, then turned to history and literature, and also wrote works in these fields. His works can be divided into four groups as philosophy, medicine, literature and history. While some of the works written by Ibn Miskawayh have survived to the present day, some of them have not. One of the most important and most famous works of Ibn Miskawayh that has reached our days is undoubtedly Tecāribu'l-Umem and Teākibu'l-Himem. The work deals with historical issues starting from the Flood of Noah and up to the year 369/980. Tabarī's narrations are presented in many parts of the work in a summary manner. The work is stylistically more complex and unique than Tabarī's history. Unnecessary rumors have been removed. Dialogue sentences, sermons, letters and agreement/testament type records have been included in the work on the grounds of their historical and literary value.  There are also a limited number of poems in the work to help understand the subject. In addition to infectious diseases and drowning in water, natural disasters such as earthquakes and droughts are included. In Tecāribu'l-Umem, appointments and dismissals to various offices such as clerk and qadi are mentioned again. In order for the events to be conveyed as a whole, sometimes the events that occurred in the previous or subsequent year within the events of the same year are mentioned by making references in order to prevent confusion. Ibn Miskawayh gives scattered information about people, with exceptions. For the events after 340/950-951, Ibn Miskawayh narrates the events from those who personally lived or heard them, without depending on any other work, and is based on his own observations.

In this study, two Investigate made on the mentioned work have been compared. One of them is the Investigate made by Sayyid Kisrevī Hasan and the other one is by Abu'l-Kāsım al-Imāmi. The Caliph Muʻtasim (d. 227/842) the research of the part of him from his arrival to the caliphate in 218/833 until his death has been evaluated. Sayyid Kisrevī corrected some words that he thought were wrong from Tabarī's history, and changed some words himself, thinking that it should be so. Kisrevi mentioned the events that did not take place in Ibn Miskawayh's work during the year in a footnote by taking them from Ibn Asīr. Although he made unnecessary explanations, he added some places in the text by saying “It was added from Ibn Asīr” in the Investigate. Some comparative Investigate are as follows. For example, while Sayyid Kisrevī misinterpreted the word “الخب” as “الحب” somewhere, Abu'l-Kāsım read it correctly and explained its meaning in a footnote. Sayyid Kisrevī passed the place where he could not read, but Abu'l-Kāsım read this place from the written copy in his hand and it also fits the context of the text. Kisrevī gave a footnote in some places and mentioned what Ibn Asīr said differently here, but Abu'l-Kāsım did not need such an explanation. While Kisrevī sometimes went on the path of explaining the word or text by adding footnotes, Abu'l-Kāsım generally did not prefer such an explanation Sayyid Kisrevī made additions from Ibn Asīr in parentheses, Abu'l-Kāsım did not resort to such a method. Kisrevī sometimes added conjunctions by stating that conjunctions should be added due to the context of the text, Abu'l-Kāsım did not make such an addition. Kisrevī sometimes found incorrect words in the written copy, corrected these words from Ibn Asīr, Abu'l-Kāsım also wrote the same word, but did not explain where he corrected it from. Sometimes both followed the same method with each other. For example, both of them have included information about cities and regions in the footnote from time to time. This study, which briefly touches on the life and works of Ibn Miskawayh, was continued through the comparison of two Investigate made into the work called Tecāribu'l-Umem.

Keywords: Islamic History, Ibn Miskawayh, Tecāribu'l-Umem, Sayyid Kisrevī, Abu'l-Kāsım al-Imāmi.

Tahminen 330/942 senesinde Rey şehrinde doğduğu kabul edilen İbn Miskeveyh’in (öl. 421/1030) tam adı Ahmed b. Muhammed b. Ya‘kûb Ebû Ali el-Hâzin b. Miskeveyh el-Hâzin olup; Râzî, Isfahânî ve Hazîn nisbeleri ile maruftur. Tarih, felsefe, ahlak, edebiyat, sanat, psikoloji, tıp, eczacılık, mantık, matematik, fizik ve kimya gibi birçok alanda eserler kaleme almıştır. Farklı alanlara olan vukûfiyeti ve bu alanlardaki araştırmaları, onun tarihçiliği üzerinde de etkili olmuştur. İbn Miskeveyh öncelikle felsefe, ahlak ve mantık gibi alanlarda eser verdikten sonra tarih ve edebiyata yönelmiş, söz konusu alanlarda da eserler kaleme almıştır. Onun eserleri felsefe, tıp, edebiyat ve tarih olmak üzere dört gruba ayrılabilmektedir. İbn Miskeveyh’in kaleme aldığı eserlerden bazıları günümüze ulaşırken bir kısmı ulaşamamıştır. İbn Miskeveyh’in günümüze ulaşan en önemli ve en meşhur eserlerinden biri şüphesiz Tecâribu’l-Ümem ve Teâkibu’l-Himem’idir. Eser, Tûfân hâdisesinden başlamakta ve hicrî 369/980 senesine kadarki tarihî konuları yıl yıl ele almaktadır. Eserin birçok yerinde Taberî’nin rivayetleri özet mahiyetinde sunulmaktadır. Eser üslûp olarak Taberî’nin tarihine göre daha girift olup kendine özgüdür ve gereksiz görülen rivayet zincirleri çıkarılmıştır. Eserde diyalog cümlelerine, hutbelere, mektuplara ve ahitname/vasiyetname türü kayıtlara, tarihî ve edebî değeri gerekçesiyle yer verilmiştir. Bununla birlikte eserde, konunun anlaşılmasına yardımcı olacak ölçüde ve sınırlı sayıda manzum kısımlar da yer almaktadır. Bulaşıcı hastalıklar ve suda boğulmaların yanı sıra deprem ve kuraklık gibi doğal afetlere yer verilmektedir. Tecâribu’l-Ümem’de yine kâtiplik, kadılık gibi muhtelif makamlara tayin ve azillerden bahsedilmekte; olayların bir bütün halinde aktarılabilmesi için kimi zaman aynı yılın olayları içerisinde evvelki veya sonraki yılda meydana gelmiş olaylar karışıklığı engelleme adına atıflar yapılarak zikredilmektedir. İbn Miskeveyh, istisnaları olmakla birlikte kişilere ait bilgileri dağınık halde vermektedir. 340/950-951 sonrası olayları için İbn Miskeveyh başka bir esere bağlı kalmadan, olayları bizzat yaşayan veya duyanlardan nakletmekte ve kendi müşahedelerine dayanmaktadır.

Bu çalışmada bahsi geçen esere yapılan iki tahkik mukayese edilmiştir. Bunlardan biri Seyyid Kisrevî Hasan, diğeri ise Ebu’l-Kâsım el-İmâmî tarafından yapılan tahkiklerdir. Halife Muʻtasım’ın (öl. 227/842), 218/833’te hilafete gelişinden vefatına kadarki kısmın tahkiki değerlendirilmiştir. Seyyid Kisrevî bazı yerlerde yazma nüshada hatalı olduğunu düşündüğü kelimeleri Taberî’nin tarihinden düzeltmiş, bazı kelimeleri öyle olması gerektiği düşüncesiyle kendisi değiştirmiştir. Kisrevî, hicrî yıl içerisinde İbn Miskeveyh’in eserinde geçmeyen olayları İbnü’l-Esîr’den alarak dipnotta zikretmiş, gereksiz açıklamalara girmekle birlikte tahkîkte metin içerisindeki bazı yerleri “İbnü’l-Esîr’den eklenmiştir” diyerek kendisi eklemiştir. Mukayeseli bazı tahkîkler şu şekildedir. Örneğin Seyyid Kisrevî bir yerde “الخب” kelimesini “الحب” diye yanlış tahkik etmişken Ebu’l-Kâsım doğru okumuş ve anlamını dipnotta açıklamıştır. Seyyid Kisrevî okuyamadığı yeri atlamış ancak Ebu’l-Kâsım elindeki yazma nüshadan burayı okumuştur ve metnin bağlamına da uygun düşmektedir. Kisrevî bir kısım yerde dipnot vererek burada İbnü’l-Esîr’in farklı olarak ne söylediğinden bahsetmiş ancak Ebu’l-Kâsım böyle bir açıklamaya gerek duymamıştır. Kisrevî bazen dipnot düşerek kelime ya da metni açıklama yoluna giderken Ebu’l-Kâsım genellikle böyle bir açıklama tercih etmemiştir. Seyyid Kisrevî parantez içerisinde İbnü’l-Esîr’den eklemeler yaparken Ebu’l-Kâsım böyle bir yönteme başvurmamıştır. Kisrevî kimi zaman metnin bağlamı gereği bağlaç eklenmesi gerektiğini ifade ederek bağlaç eklemiş, Ebu’l-Kâsım böyle bir eklemede bulunmamıştır. Kisrevî kimi vakit yazma nüshada yanlış olduğunu söylediği kelimeyi İbnü’l-Esîr’den düzeltmiş, Ebu’l-Kâsım da aynı kelimeyi yazmış ancak nereden düzelttiği konusunda bir açıklama yapmamıştır. Bazen de her iki muhakkik birbiriyle aynı metodu izlemiştir. Örneğin her ikisi de zaman zaman şehir ve bölgelere dair dipnotta bilgilere yer vermiştir. İbn Miskeveyh’in hayatına ve eserlerine kısaca değinen bu çalışma, Tecâribu’l-Ümem adlı esere yapılan iki tahkîkin mukayeseli bir şekilde değerlendirilmesi üzerinden sürdürülmüştür.

Anahtar Kelimeler: İslam Tarihi, İbn Miskeveyh, Tecâribu’l-Ümem, Seyyid Kisrevî, Ebu’l-Kâsım el-İmâmî.