Üsküdar Kültür, Sanat ve Medeniyet Dergisi, sa.12, ss.195-200, 2021 (Hakemsiz Dergi)
İlk uyarlamasına henüz daha sessiz sinemanın salonlara egemen olduğu 1921 yılında denk geldiğimiz Heidi, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen arefesinde 1937’de ilk defa uzun metrajlı ve sesli bir uyarlamaya kavuşur. Ancak yine de, Heidi’nin hem dünyada hem de Türkiye’de bu kadar şöhret kazanmasında kuşkusuz Isao Takahata’nın yönetmenliğinde ve Hayao Miyazaki’nin baş animatörlüğünde ortaya konulan “Heidi: Girl of the Alps” (Arupusu no Shōjo Haiji,1975) isimli Japon anime dizisi ciddi pay sahibidir. Bu anime, Takahata’nın kariyerinde Studio Ghibli’nin kuruluşundan önceki erken bir döneme ait olmasına rağmen, Miyazaki’nin deyimiyle “Takahata’nın yaptığı en iyi iş” olarak kabul edilebilir. Zira “Heidi: Girl of the Alps” dizisinin, ilerleyen dönemlerde hem Miyazaki’nin hem de Takahata’nın filmlerinde kendisine yer bulacak olan ekoeleştirel yaklaşımların ve tabiat sevgisi temasının ilham kaynaklarından birisini teşkil ettiğini söylemek mübalağa olmasa gerektir. Zira Johanna Spyri, ünlü romanını her ne kadar 1880-1881 yıllarında yayımlamışsa da, hem anime dizinin çekildiği 1975 yılında hem de günümüzde halen eserin işlediği meselelerin tazeliğini belirli ölçüde koruduğu görülecektir.